TÜP BEBEK TEDAVİSİNİN TARİHÇESİ

 1958 senesinde farelerde gelişimsel genetik hususunda doktorasını tamamlayan Bob Edwars, arkadaşlarıyla beraber Glasgow’da tavşan embriyolarında ilk embriyonik kök hücrelerini hayata geçirdi.

İlk kez 1959 yılında insan yumurtalıklarından (overlerden) yumurtaları izole etmeyi başaran kişi Gregory Pincus‘dur.

Kaydedilen bu gelişmeler sonucunda ilk tüp bebek araştırmaları 1966 yılında başlamıştır. Dr. Patrick Christopher Steptoe hastahanede jinekolog, Dr. Robert Edwards Cambridge Üniversitesinde fizyolog olarak beraber yürüttükleri bu başarıya 1966 yıllarında başlamıştılar.

1971’de ilk embriyo transferini, genel anestezi altında yapılan ve göbek deliğinden ince bir teleskopun karın içine sokularak karın içi organlarının görüntülenmesi prensibine dayanan bir ameliyat olan laparoskopi yönteminde en tecrübeli bir jinekolog Dr. Patrick Christopher Stepto ile hayata geçirdiler.

1973 yılında yoğun çalışmalar sonucunda Dr. Patrick Christopher Steptoe vücut dışında döllemeyi gerçekleştirmiş fakat döllenme sonucunda meydana gelen embriyonun rahme yerleştirilememesi operasyonun düşük ile sonuçlanmasına neden olmuştur.

İLK TÜP BEBEK TEDAVİSİ TUBAL SORUNLARIN TEDAVİSİ İÇİN KULLANILMIŞTI

Tüp bebek tedavisi ilk olarak 1978 uygulanmıştır. Bu dönemde yalnızca, ilk olarak, tubal sorunların tedavisi için kullanıldı; tüpleri tıkalı ya da hasarlı olan kadınlar için uygulanması amaçlanan bir tedavi yöntemi iken, günümüzde birçok erkek kısırlığı da dahil olmak üzere kısırlık sorunlarının yüzde 80’inin çözüldüğü bir yöntem olarak gelişmiştir.

1978’de meslektaşları tarafından suçlanan Edwards ve Stepto, bunun üzerine 32 başarısız embriyo transferi gerçekleştirdiler ancak bu konudan vazgeçmediler ve çalışmalarına ara vermediler.

İLK TÜP BEBEK İNGİLTERE’DE 1978 TÜRKİYE’DE 1989 YILINDA DOĞDU

Çalışmalarına hiç durmadan devam eden Dr. Patrick Christopher Steptoe dünya tarihindeki ilk tüp bebeği 25 Temmuz 1978 yılında, saat 11:47 ‘de , İngiltere’nin Oldham kasabasındaki Oldham Genel Hastahanesinde dünyaya getirmeyi başarmıştır.
Dünyadaki ilk tüp bebek 2608gr doğmuştur ve ismi Louise Brown‘dur.
Türkiye’de doğan ilk tüp bebek 18 Nisan 1989 yılında dünyaya gelmiştir.

Mikroenjeksiyon yöntemi, günümüze dek geliştirilmiş en etkin yöntem olarak kendini gösterdir. Özellikle de erkek kısırlığı ve sebebi açıklanamayan kısırlık durumlarında klasik tüp bebek tedavilerinde meydana gelebilen fertilizasyon başarısızlığı için oldukça etkin bir çözüm olarak karşımıza çıkar.

1997: İlk Blastokist transferi yapıldı.

2001: Tek embriyo transferi yapıldı.

2004: Dondurulmuş olan yumurtalık dokusundan sağlanan embriyonun implantasyonu ile ilk hamilelik meydana geldi.

TÜP BEBEK TEDAVİSİNİN GELECEĞİ

 Tüp bebek uygulamalarında başarının göstergesi artık gebelik testinin pozitifi çıkması değil sağlıklı bir bebeğin doğumu olarak kabul edilmektedir. Bu amaca yönelik olarak yumurtalıkların daha az uyarılmasını takiben daha az sayıda embriyo oluşturulacak ve tek embriyo transferi hedeflenecektir.

Gelecekte, farklılaşmamış ve teorik olarak vücutta herhangi bir hücre tipine dönüşebilme yeteneği olan ve Üreme sağlığı açısından büyük önem taşıyan Kök hücreler kullanılarak belki de germ hücreleri elde edilip bunlar laboratuar ortamında döllenerek mutlak kısır denilen ve hiç yumurta veya sperm bulunamayan çiftlerin çocuk sahibi olması söz konusu olabilir.

Her sene büyük çoğunlukta çocuk ve doğurganlık çağını henüz tamamlamamış genç kadın için kanser tanısı konmaktadır.   Erişkin kanser türlerinde sağ kalım oranları 2000’de %66 artış gösterdi.

2016 yılında Nature ve Cell Biology dergilerinde yayınlanan araştırmaya göre; embriyolardaki, hamileliğin erken dönemlerinde kayıplara neden olan gelişim kusurlarının gelişiminin daha iyi anlaşılabileceği, yumurtanın rahimde nasıl büyüdüğüne dair benzersiz bilgiler elde edildiği belirtildi.

Cambridge Üniversitesi’nden memeli gelişimi ve kök hücre biyolojisi uzmanı Prof Dr Magdalena Zernicka-Goetz özellikle yumurtanın rahme nakledilme aşamasının hamileliğin erken dönemlerindeki kayıpların en önemli sebeplerinden biri olduğunu hatırlatarak, bu işlemin geciktirilmesinin tüp bebek uygulamalarında başarıyı artıracağını vurguladı.

Geçmişte döllenmiş yumurtalar laboratuvar ortamında azami altı gün tutulabiliyordu. Yumurtaların gelişmeye devam edebilmesi için en geç yedinci günde rahme nakledilmesi gerekiyordu. Yeni teknik ile, döllenmiş yumurtalar, bir kimyasal karışımı içinde 13 gün boyunca büyütülebiliyor. 14’üncü günde embriyolarda cilt, kas, omurga, beyin ve iç organlara dönüşecek tabakaların gelişmeye başladığı gastrulasyon evresi başlıyor.

GELECEKTE BEBEKLER LABORATUVARDA MI DOĞACAK?

Embriyonun hücre gelişiminin başladığı ve uluslararası camiada sınır kabul edilen 14’üncü güne kadar laboratuvarda tutulması, “İleride bebekler laboratuvarda mı doğacak?” sorusuna ise Prof Zernicka-Goetz, bu sorunun yanıtını şimdilik ancak bilim değil, bilim-kurgu verebilir demişti.

İletişim

Bize bir e-posta gönderebilirsiniz, en kısa sürede size geri döneceğiz.

Gönderiliyor

2018 © Erasmus Üreme ve Kadın Sağlığı.

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?