İsveç’teki Karolinska Enstitüsü’nden yapılan geniş bir araştırma çalışmasına göre, antidepresan ilaç kullanılmasa da depresyon ve kaygı bozukluğu, tüp bebek tedavisi sonrasında düşük gebelik ve canlı doğum oranlarıyla ilişkilidir.
Üreme ve Kısırlık (Fertility & Sterility) dergisinde yayınlanan bulgulara göre, anksiyete ve depresyonu olan kadınların infertilite tedavisi görmeleri ilginç olabilir.
Antidepresan tedavisi hem genel hem de üreme çağındaki kadınlar arasında son on yılda artmıştır. Özellikle, seçici serotonin geri alım inhibitörleri, SSRI’lerin kullanımı artmıştır. Bununla birlikte, antidepresanların doğurganlık ve gebe kalma üzerindeki etkisi hakkında çok az şey bilinmektedir.
23.000’den fazla kadın da dahil olmak üzere yeni araştırma, şimdiye kadar depresyon, anksiyete ve antidepresanlar ile tüp bebek tedavisi sonucu arasındaki ilişkiyi değerlendiren en büyük araştırmadır.
Bugüne dek yapılan en büyük araştırmalardan biri olarak kabul edilen İsveç Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezi’nin yaptığı araştırmada, 23.000’den fazla kadın incelendi.
Depresyon, anksiyete ve antidepresanlar ile tüp bebek tedavisinin sonucu arasındaki ilişkiyi gözlemleyen araştırmada, çalışmaya katılan kadınların% 4.4’ünde, tüp bebek tedavisine başlamasından önceki iki yıl içinde ve / veya tedaviye başlatılmadan önceki altı ay içinde depresyon ya da kaygı tanıları olduğu tespit edildi.
Araştırmacılar, depresyon yaşayan ve yaşamayan katılımcı kadınların yaşadıkları gebelik, canlı doğum ve düşük oranlarını karşılaştırdı.
Araştırmanın en can alıcı noktası, depresyon veya anksiyete tanıları olan kadınlar ile antidepresan reçetesi olmayan kadınlara oranla, hamile kalma veya canlı doğum yapma şansı daha düşük olduğunu bulması.
İlk IVF (tüp bebek) tedavisi gören ve depresyon- kaygı bozukluğu sebebiyle antidepresan kullanan kadınların, IVF (tüp bebek) tedavisine başlamadan önce bu koşullardan muzdarip olmayan ya da antidepresan kullanmayan kadınlara kıyasla daha düşük gebelik oranları ve cansız doğum oranları elde ettikleri anlaşılmıştır.
Araştırmanın en can alıcı noktası, antidepresan reçetesi olmayan depresyon veya anksiyete tanısı olan kadınların hamile kalma veya canlı doğum yapma şansı daha düşük olduğudur.
Anastasia Nyman Iliadou, Tıbbi Epidemiyoloji ve Biyoistatistik Anabilim Dalı öğretim üyesi, araştırma hakkında, düşük gebelik ve cansız doğum oranlarının altında yatan faktörün depresyon ve anksiyete sorunu olabileceğini gösteriyor.
Yine de depresyon ve kaygı bozukluğuna neden olabilecek ölçümlenemeyen yaşam kalitesi ve genetik faktörlerin de konuya dahil olduğunda çalışma sonucunun genellemez olduğu belirtilmiştir.
Kaynak: https://www.sciencedaily.com/releases/2016/03/160307093511.htm