[tm_pb_section admin_label=”section”][tm_pb_row admin_label=”row”][tm_pb_column type=”4_4″][tm_pb_text admin_label=”Text” text_orientation=”justified” text_font=”Times New Roman||||” text_font_size=”18″ text_text_color=”#000000″ use_border_color=”off” border_color=”#ffffff” border_style=”solid”]

Biz eşimle 31 yaşında tanıştık ve 3 ay gibi kısa bir sürede evlendik, fakat aynı hızı çocuk yapmaya karar vermekte gösteremedik, iş, güç gezme, eğlenme derken 2 yıl geçti ve biz artık bebeğimize hazır olduğumuzda, onun aslında dünyaya gelmeye hiç hazır olmadığını acı bir şekilde öğrendik. Hiç kimse bunun bir gün kendi başına gelebileceğini düşünmüyor, hep başkaları yaşar, bizde dinleyici oluruz diye düşünüyoruz, ama bu sefer başrolde biz vardık.

İlk olarak İstanbul’un en tanınmış, en lüks semtinde ki hastanede bulduk kendimizi, bir yığın kontrol ve tahlilden sonra bilinmeyen infertilite ile karşı karşıyaydık. İşe 3 aşılama ile başlayıp sonra 2 tüp bebek denemesi ile devam ettik. Her tüp bebek denemesinde ön hazırlık, ilaç kullanım süresi, yumurtaların gelişimi, kalitesi , adedi gibi inanılmaz stresli bekleyişlerden sonra embriyo transferi ve bu seferde tutup tutmadığını bekleme süreci başlıyordu, sonucu öğreneceğiniz güne kadar, kendinizde dahil olmak üzere ara ara kendinize hamile muamelesi yapıyorsunuz, ara ara yok canım hiç düşünmüyorum diyerek kendinizi avutuyorsunuz veya hayırlısı Allah’tan deyip işi yukarıya havale ediyorsunuz, fakat tüm bunları ve daha da fazlasını 12 gün içinde yaşıyorsunuz ve 12. günün sonunda acı gerçekle yüzleşmek zorunda kalıyorsunuz. Karşınızda robotlaşmış bir doktor, bir an önce diğer hastayı almam lazım tavrı ile izleyeceğimiz yeni yolu anlatıyor, madeni, soğuk bir gülümseyişle görüşmek üzere deyip sizi uğurluyor, işte o gün ve sonraki günler öyle zor ve can acıtıyor ki.

Ama sonra bu hikaye böyle bitmemeli deyip tekrar emin adımlarla yeni bir deneyime doğru hızla ve dimdik yürümeye başlıyorsunuz, çünkü böyle yapmak zorundasınız, pes etmek yok, tek ihtiyacınız olan eşinizin güler yüzü ve desteği, bunun dışında tüm iş size düşüyor, sabırlı ve güçlü olmak zorundasınız, pes etmeden, sabırla , dua ile tekrar ve tekrar denemelisiniz. En azından ben böyle yaptım, içimdeki ses bir gün mutlu sona ulaşacağımı söylüyordu bana.

Kaçıncı denemeydi tam hatırlayamıyorum, fakat 10 ve 11 olabilir, o müthiş, inanılmaz haberi aldım, nihayet başarmıştık ve en büyük sürpriz ikizlerim geliyordu, 2 tane oğlum olacaktı, bu duyguyu, mutluluğu anlatmak mümkün değil. Önce her şey yolunda gitti, bebeklerim sağlıklıydı, ben çok iyiydim, fakat sonra 5. Ayda ikiz gebelik riskli olduğu için serklaj yani rahime dikiş atılması gerektiğini, fakat bunda da ayrı bir risk olabileceğini öğrendim. Çok zor bir karardı, eşimle çok uzun araştırmalardan sonra yaptırmama kararı aldık, kararımızın doğruluğundan veya yanlışlığından hala emin değilim. Allah’ım ve oğullarım bizi affetsin.

5.5 aylık olduğunda korkulan oldu ve biz bebeklerimizi erken doğumla kaybettik.

Korkunç, kapkaranlık günlerimiz başladı, her şey çok zordu, günlerce, haftalarca bazen birbirimize sarılıp bazen gizlice ağladık, yasımızı tuttuk.

Fakat bir süre sonra yarım kalan işimize devam etme kararı aldık ve yeni denemelere başladık ve son dönemeçte, en dipteyken Melih Bey’le karşılaştık. Kendisini gördüğüm günü hiç unutmuyorum, nasıl güzel gülümseyen bir yüz, işine hakim, ne söylediğini, ne yaptığını çok iyi bilen o huzur dolu ses, sanki yıllardır tanıdığınız ve çok güvendiğiniz bir dostunuzla karşılaşmış olmanın verdiği ferahlık hissi ve tamam artık tehlike geçti, güvendesin, her şey yoluna girecek düşüncesinin verdiği rahatlık. Bütün hikayemizi sabırla, fakat aynı zamanda acımızı paylaşarak dinledi. “Tamam” dedi “pes etmek yok, bu kadar yaşanandan sonra bırakamazsınız, bu yola birlikte devam edeceğiz” ve aynen de öyle yaptık, iyi ki de yapmışız, sanırım 14. denemeydi, bir süre sonra sayılarında bir önemi kalmıyor, geriye kalan sadece yaşananlar oluyor, evde tek başına iken korkarak yaptığım testin sonucunu görünce kesin bir hata var dedim ve bir daha yaptım, bir hata yoktu sonuç pozitifti, nasıl bir an, nasıl bir mutluluk, şaşkınlık, rahatlama, kavuşma duygusu anlatamam, fakat daha da ilginç olanı eşimdi, evden çıktım sakince eşimin yanına gittim, deniz kenarında plajda oturuyordu, eşimin yanına gülümseyerek yanaştım, sakince “canım hamileyim” dedim, eşim elini uzattı, eğildi yanaklarımdan öperek “tebrik ederim canım” dedi, sadece bu kadar. Sanırım olağanüstü durumlarda bazen aşırı tepki yerine tepkisizlikte büyük bir tepki olabiliyormuş.

Melih Bey, Mehmet Bey ve ekibi sayesinde muhteşem bir hamilelik geçirdim, Allah’a şükür her şey yolunda gitti ve onlarla birlikte oğlum Efe’yi kucağıma aldım, 29 Mayıs’ta inşallah 8 yaşına girecek, her ona baktığımda, öptüğümde, sarıldığımda işte bu harika insanları hatırlıyorum ve onlara binlerce teşekkür ediyorum.

Melih Bey, Mehmet Bey binlerce teşekkür ederim, yolunuz açık, yuvanız her daim huzur dolu olsun…

Zeynep Bilgiç

[/tm_pb_text][/tm_pb_column][/tm_pb_row][/tm_pb_section]

İletişim

Bize bir e-posta gönderebilirsiniz, en kısa sürede size geri döneceğiz.

Gönderiliyor

2018 © Erasmus Üreme ve Kadın Sağlığı.

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?