[tm_pb_section admin_label=”section”][tm_pb_row admin_label=”row”][tm_pb_column type=”4_4″][tm_pb_text admin_label=”Text” text_orientation=”justified” text_font=”Times New Roman||||” text_font_size=”18″ text_text_color=”#000000″ use_border_color=”off” border_color=”#ffffff” border_style=”solid”]

Nereden başlasam, nasıl anlatsam inanın bilemiyorum. Bu gün ise, geriye dönüp baktığımda geçen yıllar bir rüya gibi artık.

Eşimle 2006 yılında evlendik. Herkes gibi ilk iki sene çocuk istemedik, onun ardından da kariyer fırsatları nedeni ile biraz daha ertelemek zorunda kaldık. Evleneli beş yıl olmuştu ve artık çocuk istiyorduk. 2011 yılının Mart ayında hamile kaldım, çok mutluydum, ancak 8. haftada kalp atışlarını duyamadım, kese boştu ve kürtaj olmak zorunda kalmıştım. Dünyam başıma yıkılmıştı sanki, ama yapacak bir şey yoktu. Yaklaşık bir yıl normal yolla çocuk sahibi olmayı denedik. Eşimde de bende de hiçbir sorun yoktu. Ancak bir yılın sonunda daha fazla beklemek istemedik ve tüp bebek yapmaya karar verdik. Uzun maraton 2012 yılının Ocak ayında böyle başladı.

Antalya’da iki tüp bebek denemesi yaptık, ilk denememde benim şansıma dış gebelik ile sonuçlandı ve bir tüpümü kaybettim. İkincisi ise kimyasal gebelikti. Bu dönemde doktoruma ulaşamıyor ve hep başkalarından çare bulmaya çalıyordum. İşte böyle bir dönemde yine Melih bey sayesinde kızını kucaklamış olan bir arkadaşım vasıtası ile tanıştık Melih Bey’le. Daha önce hiç tanışmamış olmamıza ve onca mesafeye rağmen, karşılık beklemeksizin gerek mesleki tecrübesi gerek ise samimiyeti ile bizden yardımlarını hiç esirgemedi.

Böylece gözümüzü karartıp 3. deneme için Melih Bey’in kapısına dayandık J Tanıştığımız ilk günden itibaren, onun güven veren bilgisinin yanında, hastalarına karşı gösterdiği şevkat ve samimiyeti sayesinde başarılı bir tedavi süreci geçirdim ve mutlu haberi aldık, ikiz bebeklerime hamile kalmıştım.

Antalya’ya evime geri döndüğümde her şeyin mükemmel gittiğini düşünüyorduk, ama feleğin oyunları bitmemişti, hamileliğimin 23. haftasında rahim ağzı açılması nedeni ile erken doğum yaptım ve bebeklerimi kaybettim. Günlerce aylarca kendimizi sorguladıktan sonra direnmeye, pes etmemeye karar verdik, ve böylece ikinci tüpümün alınması, 2 laporoskopi, 2 histereskopi daha geçirdikten sonra 9. denememizde de ellerim boş kaldı. Tedavi ve ameliyatlar ile

geçen yıllar, düş kırıklıkları artık bizi yormuştu, artık bir bebeğim olmayacağını kabullenmek istiyordum. Belki de en doğrusu içimizde ki sevgiyi kaderin bizimle buluşturacağı minik eller ile paylaşmaktı. Biraz tereddütten sonra eşimle çocuk esirgeme kurumuna başvurumuzu yaptık ve yaklaşık iki yıl sürecek bekleme sırasına kaydımız alındı.

Ve artık bu benim için son noktaydı, yeniden tedavi olmam derken, eşimin ısrarıyla, ama “geçiyorduk uğradık” edasıyla Melih beyin ziyaretine gittik. Son bir umut, son bir deneme için ikna olmam fazla uzun sürmemişti.

  1. deneme… bu felek yine galip, hayal kırıklığı, yalnızlık vs…

Fakat bitmemişti, elimizde sıkı sıkı sarılacağım dondurulmuş iki emriyo kalmıştı. Onlar artık benim son şansımdı, çok acılar sıkıntılar çekmiş, çok yıpranmıştım ve bir daha tedavi olmayacağıma yemin etmiştim. Yine başladık; bitmeyen iğneler, bir laporoskopi ameliyatı daha ve transfer.

Artık günler geçmiyor, gebelik testini biraz erken yaptırsak ne olur ki gibi hesaplar yapmaya çalışıyorduk ki, allahım 11. dememizde bize o mutlu haberi duymayı nasip etti. Sonunda hamileydim.

Bu kez aynı hatayı yapmayacak ve sonuna kadar Melih bey ile devam edecektim. Fakat felekte benim kadar inatçıydı, hamileliğimde tedavi sürecim kadar zor geçti. 13. Haftada rahim ağzıma dikiş atıldı ve son ana kadar düşük öneyici iğneler, bitmeyen ağrılar. Fakat yalnız değildim, tüm bu zorlukları benimle birlikte yaşayan, aynı soruları defalarca cevaplamaktan bıkmayan ve her konuştuğumda bana moral veren, gülümseyerek yanından ayrıldığımız bir doktorumuz vardı.

Şükürler olsun ki 37. haftada oğlumuzu kucağımıza aldık. O bizim canımızdı, adını CAN koyduk. Artık yaşanan zor yıllar, onca acılar Can’ımın birkaç saniyelik gülümsemesinde kayboluyor.

İşte benim hikayem bu.

Bu süreçte her zaman yanımda olan sevgili eşim, bizi Melih beyle tanıştıran, dostluğunu esirgemeyen arkadaşım Arzu ve Melih bey, iyi ki varsınız, iyi ki hayatıma girdiniz. Bize hayatımızda ki en önemli varlığımızı “Can”ınımızı verdiniz. Size ne kadar teşekkür etsek azdır.

[/tm_pb_text][/tm_pb_column][/tm_pb_row][/tm_pb_section]

İletişim

Bize bir e-posta gönderebilirsiniz, en kısa sürede size geri döneceğiz.

Gönderiliyor

2018 © Erasmus Üreme ve Kadın Sağlığı.

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?