Son yıllarda adını sıkça duymaya başladığımız bir kavram; EPİGENETİK…
Epigenetik, DNA dizisindeki değişikliklerden kaynaklanmayan, ama aynı zamanda ırsi olan, gen ifadesi değişikliklerini inceleyen bilim dalıdır. Yaşam stili, beslenme alışkanlığı, spor gibi çevresel faktörlerin genlerin aktivitesini düşürmesi veya yükseltmesi ile ortaya çıkan rahatsızlıkları inceler. Başka bir ifadeyle DNA dizisinde hiçbir değişiklik gerçekleşmeden genlerin fazla ya da yeterli çalışmamasından kaynaklanan durumlardır.
Kızım neden huysuz!
İlk kez 1942 yılında Conrad Waddington’un kullandığı “epigenetik” sözcüğünü en iyi anlatan belki de şu bilindik fıkradır:
Darwin ile Freud’u birlikte gören dertli bir anne kızından yakınmış, “Ey yeryüzünün en büyük dâhileri, kızımın bir derdi var, bu derdin nedenini ancak siz bilebilirsiniz.”
Darwin ve Freud merakla sormuşlar “Kızınızın neyi var ?”
“Kızım çok mutsuz, kötümser, kavgacı, beni deli ediyor”.
Darwin hiç düşünmeden yanıtlamış, “kızınızın sorunu “genetik”.
Freud ise “hayır” demiş, “sorun anneden kaynaklanıyor.”
Anne şaşırmış, çaresizce sormuş, “hanginiz doğru söylüyor?”
Tam o sırada yoldan geçen Conrad Waddington soruyu yanıtlamış, “ikisi de doğru söylüyor hanımefendi, sorun; epigenetik”.
Neden önemli peki; Yaşam içindeki davranışlarımızdan tutun, hangi hastalıklara yatkınlığımızın artacağına, üreme fonksiyonlarına kadar direkt ve indirekt etkisi vardır.