İnfertelite yani kısırlık, bir yıllık düzenli ve korunma yöntemi olmadan gerçekleştirilen cinsel ilişkiye rağmen bebek sahibi olmamalarıdır. Kısırlık (infertelite) konusunda sorunların %50’si ile %60’ı erkeklerden kaynaklandığı görünmektedir. Varikosel, idiyopatik-açıklanamayan infertilite, obstrüksiyon, inmemiş testis, immünolojik mekanizmalar, ejakulasyon bozukluğu, testiküler yetmezlik, ilaç-radyasyon etkisi ve endokrin bozukluklar, testis kanseri, radyasyon etkisi, kemoterapi, genetik nedenlere bağlı azoospermi/oligospermi, erkek infertilisine neden olmaktadır. Proteinleri ve DNA’yı hedef alarak mitokondrial aktivite ve sperm motilitesini azaltan oksidatif stresin erkek infertilitesinde rolü olduğu anlaşılmaya başlamıştır. Yapılan çalışmalarda sperm sayısı ve sperm hareketliliğini, Antioksidanlar, serbest radikallerin başlattığı oksidatif strese karşı koruyuculardır. Arjinin, karnitin, koenzim Q10, selenyum, çinko, glutatyon, C vitamini ve E vitamini gibi antioksidanların artırdığına ilişkin kanıtlara yer bulunmuştur.
Oksidatif stres ile başa çıkma yolları
Oksidatif stres düzeyi, kanda H2O2 (hidrojen peroksit) ölçümü ile sağlanmaktadır. Oksidatif stres düzeyinin yüksek olması, kanda hidrojen peroksit düzeyinin 2,25 mmol/L‘nin üzerindeyse ise görülür. Bazı hastalıkların, doğal, kaliteli ve dengeli beslenme ile önlenmesi ya da tedavisi oldukça fazla önem arz etmektedir. Farklı oranlarda protein, yağ, karbonhidrat, mineral ve vitaminlerle birlikte antioksidan madde(ler)den pek çoğu oksidatif stres ile başa çıkmayı sağlamaktadır. Oksidatif hasara karşı, antioksidan sistem ve moleküllerle korunuruz. Antioksidan sistemi güçlendiren en önemli faktörlerden biri de tükettiğimiz gıdalardır. Antioksidanlarca zengin besinler ile beslenmek vücudumuzun oksidanlara karşı direncinde önemli rol oynamaktadır.
- Doğal ve organik, mümkünse genetiği ile oynanmamış tarım ürünleri olan mevsiminde sebze ve meyve ağırlıklı beslenilmeli.
- Katkı madde içeriği yüksek, yapay, paketlenmiş besinler tüketilmemeli.
- Buharda pişirme yöntemi tercih edilmeli. Yanmış, tütsülenmiş ve yüksek kömür ateşinde pişirilmiş gıda tüketiminden kaçınılmalı
- Ceviz, koyu yeşil yapraklı sebzeler ve keten tohumu gibi Omega 3 kaynaklı ürünler tüketilmesine özen gösterilmeli. Mümkünse, belirli miktarlarda her gün yemeye dikkat edilmeli.
- İşlenmiş glikozdan uzak durmalı.
- Günlük su tüketimi sağlanmalı ve doğal bitki çaylarına yönelmeli.
- Eğer kanda serbest radikal düzeyi yüksek ise ya da risk grubufnda yer alınıyorsa antioksidan takviyesi kullanılmalı. Seçilecek ürüne bir uzmanla beraber karar verilmelidir.